osman hamdi bey in tablosu
Çiğdem Simavi’nin sahibi olduğu Osman Hamdi’nin İlluminati tablosu Koç ailesinde mi? Tablo, Osman Hamdi Bey imzalı ve 1901 yılında yapılmış. Türkiye’de hiçbir zaman sergilenmeyen tabloyu kimileri “Mihrap”, kimileri “Tekvin (Yaradılış)” diye adlandırıyor. Rahmi Koç’un eski eşi ve merhum Mustafa Koç’un annesi Çiğdem Simavi’nin bir dönem sahibesi
OsmanHamdi Bey, Türk resmine damgasını vurmaya devam ediyor. Orsay Müzesi’nde eseri sergilenen tek Türk ressam olan Osman Hamdi Bey’in “Kur’an Okuyan Kız” isimi tablosu bir rekora
Londradaki Bonham müzayedesinde 26 Eylül'de gerçekleştirilen açık arttırmayla Osman Hamdi Bey'in 1880 yılında yaptığı Kur'an Okuyan Kız tablosu
Osman Hamdi Bey’in 1880 yılında yaptığı Kur'an Okuyan Kız tablosu 6.3 milyon sterline (44 milyon TL'ye) alıcı buldu. 44 milyon TL'ye satılan Kur'an Okuyan Kız tablosu Türkiye'nin en
Hamdi Bey's 1880 work 'Girl Reciting the Quran' is the most expensive painting produced by a Turkish artist (Public domain) In France, he met his first wife Marie and studied under Orientalist
nama usaha yang dilakukan oleh seseorang dalam gambar adalah. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Portalı hesabında, Osman Hamdi Bey’in İlahiyatçı’ tablosunun ismini eleştirdi. Hürriyet'ten Umut Erdem'in haberine göre isim olarak Kuran Tilaveti’ ya da Kuran Okuyan Hoca’ ve Turizm Bakanlığı’nın 2015 yılında ülkenin doğal, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, gelecek nesillere aktarmak ve Türk kültürünü dünyaya tanıtmak hedefiyle hayata geçirdiği Kültür Portalı, web sayfası ve sosyal medya hesaplarında Osman Hamdi Bey’e özel bir yer ayırdı. Portalın web sayfasında ressamın 13 tablosunun görüntüsüne yer verilerek, yaşam hikâyesine Instagram hesabından ise 1907 yapımı, tuval üzerine yağlı boya olan, 90 x 113 santimetre ebatındaki İlahiyatçı’ tablosuna özel olarak değinildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından, Edhem Eldem tarafından hazırlanan Osman Hamdi Bey Sözlüğü’ kaynak gösterilerek aktarılan bilgide, İlahiyatçı’ tablosu ile ilgili şunlar kaydedildi'FAZLACA TERCÜME KOKUYOR'“Osman Hamdi’nin İlahiyatçı ismini taşıyan iki tuvali bulunmaktadır. Bunların ilki 1902 tarihli o sene Paris Salonunda 793 numarası altında sergilenmiş olup, bugün Viyana’daki Belvedere Müzesi’nde bulunandır. İkincisi ise 1907 tarihinde yapılmış ve 1909’da Londra’da sergilenmiştir. Her iki tabloya verilen isim, sergilendiklerinde kullanılan isimle tam uyumluysa da, aslında Türkçe açısından biraz fazlaca tercüme kokmaktadır’. İlahiyatçı kelimesi Paris’te ve Londra’da kullanılmış olan theologien’e tam olarak tekabül ediyorsa da, aslında tabloda yer alan kişiyi Türkçe tarif edecek tabir herhalde başka olmalıydı Hoca veya Servet’i Fünun’un 1910’da yaptığı gibi Rahle-i Tilavet ya da tablonun biraz farklı ve bitmemiş üçüncü versiyonunda olduğu gibi kişiden çok onun yaptığını tanımlayan Kuran Tilaveti ya da Kuran Okuyan Hoca.”EN ÖNEMLİ ESERLERİkulturportali’ web sayfasında Osman Hamdi Bey’in Arzuhalci’, Gezintide Kadınlar’, Halı Satıcısı’, Haremde’, İki Müzisyen Kız’, İstanbul Hanımefendisi’, Kaplumbağa Terbiyecisi’, İlahiyatçı’, Silah Taciri’, Yeşil Cami’de Kuran Dersi’, Leylak Toplayan Kız’, Kur’an Okuyan Kız’ görsellerine yer verildi. Osman Hamdi Bey’den de özetle şöyle bahsedildi “Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı tümülüsünde, Hekate Tapınağı’nda kazılar yaptı. Osmanlı coğrafyasının kültürel çeşitliliğini ve tarihini bir müzeci gözüyle resimledi. Osmanlı dünyasının zengin kültürel mirasını, kendine özgü bir kurguyla ifade etti.”
Yaptığı şaheser tablolarla tanıdığımız Osman Hamdi Bey, 1842 yılında İstanbul’da doğmuştur. Osmanlının son zamanlarının en ünlü devlet adamı, arkeolog, ressam ve entelektüellerinden biridir. Türk müzeciliğini başlatan ilk müze olan İstanbul Arkeoloji Müzesini açmış ve Anadolu’nun her yerinden çok kıymetli eserlerin bu müzede sergilenmesini ünlü Osman Hamdi Bey Tabloları nı sizler için aşağıda sıralayacağız. Osman Hamdi Bey, özellikle müzecilik yıllarında resim sanatına da ağırlık vermeye başlamış, figürlü kompozisyonlar, peyzaj ve portre türü resimler üretmiştir. Yaptığı tabloları farklı üsluplarda boyamasıyla sanat tarihinde farklı bir iz bırakmıştır. Eserlerinde özellikle Osmanlı halkının yaşantısına, Türk insanının genel ve üstün özelliklerine ile geleneksel Türk sanatlarına değinmiştir. Detaylara çok eğilmesi ve ayrıntılı resimler yanında gerçekçi çizimleri ile çağdaşlarından oldukça farklı eserler üretmiştir. Osman Hamdi Bey’in en meşhur tabloları ve tarihleri vermek gerekirse Mihrap Kahve Ocağı 1879, Haremden 1880, İki Müzisyen Kız 1880, Kuran okuyan Kız 1880, Çarşaflanan Kadınlar 1880, Vazo Yerleştiren Kız 1881, Gebze’den Manzara 1881, Çekik Gözlü Kız-Tevfika 1882, Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız, Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II 1890, Feraceli Kadınlar 1904, Pembe Başlıklı Kız 1904, Kaplumbağa Terbiyecisi 1906, Mimozalı Kadın 1906, Şehzade Türbesinde Derviş 1908, Silah Taciri 1908, Beyaz Entarili Kız 1908, Sarı Kurdeleli Kız 1909, Leylak Toplayan Kız 1909 sayılabilecektir. Bu tablolardan en önemlisi olarak bilinen ve Osman Hamdi Bey tarafından 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonu çizilmesi ile de ayrı bir üne kavuşan tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablodur. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti tarafından çıkartılan gazetenin on yedinci sayısında tablonun adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçer, ancak tabloya daha sonra yaygın olarak bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi adı verilmiştir. Osman Hamdi Bey ’in Tabloları na Nasıl Ulaşılabilir? Dijital teknoloji ile %100 pamuk astarlı birinci sınıf sanatsal kanvas kumaşlar üzerine basılan resimleri uygun fiyatlarla satın almanız mümkün olmaktadır. Kanvas tablolarımız imal edilirken, birinci sınıf çam ağacından yapılmış ahşap çerçeveler ile komple bir tablo haline getirilmekte ve uzun yıllar duvarlarınızı süsleyebilecek kalite ve dayanıklılıkta olması için kumaş yüzeyleri koruyucu maddeler ile kaplanmaktadır. Tablolarımızdaki hiçbir malzeme sağlığa zararlı olabilecek PVC, asit ya da başka bir zararlı veya kanserojen madde içermemektedir. Osman Hamdi Bey’in yaptığı tüm tabloları kanvas tablo olarak kendi duvarlarınızda görmek ya da sevdiklerinize hediye etmek için sitemiz vasıtasıyla bir sipariş vermeniz sonrasında tüm kanvas tablolar profesyonel işçilik ile hazırlanacaktır. Kanvas tablo imalatında, 2440 DPI baskı çözünürlüğüne sahip, su bazlı ünlü HP marka vivera mürekkepler kullanılmaktadır. Sağlığa zararlı olabilecek solvent bazlı mürekkep ve benzeri ürünler kesinlikle kullanılmamaktadır. Osman Hamdi Bey Tabloları na bazı örnekler ;
Önemli bir devlet adamı, ressam, arkeolog, müzeci, okul kurucusu ve entelektüel kimlikleriyle tanıdığımız Osman Hamdi Bey’in tablolarını sizler için derledik. 30 Aralık 1842’de İstanbul’da doğan Osman Hamdi Bey, önemli bir devlet adamı, ressam, arkeolog, müzeci, okul kurucusu ve entelektüel. Fransa’dan Légion d’honneur, birinci dereceden Mecidi ve Osmanî nişanlarıyla, Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerden fahri doktorluk unvanlarıyla, pek çok madalya ve ödül sahibidir. Mimozalı Kadın 1906 – Eşi Fransız Marie, daha sonraki ismiyle Naile Hanım 1883 yılında kuruculuğunu üstlendiği Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdürlüğünü yapar. 1891 yılında ilk Türk müze binası olan İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni açıp, Anadolu’nun her yerinden eserlerin İstanbul’daki müzeye gönderilmesini sağlar. İşte bütün bu işler sırasında bir yandan da muhteşem tablolar resmeder. Okuyan Genç Emir 1878 Osman Hamdi Bey sanat yaşamı boyunca figürlü kompozisyonlar, portre ve peyzaj türünde resimler yapmıştır. Bu yapıt türlerini farklı üsluplarda boyamıştır. Yapıtlarında Osmanlı yaşantısına, Türk insanına ve Türk sanatına yer vermiştir. Resimlerindeki konuları titiz, ayrıntıcı bir işçiliğe, gözleme ve belgeye dayalı bir yaklaşımla ele almıştır. Bunları, gerçekçi bir resim diliyle ortaya koyarak Doğu yaşamını, kültürünü ve etnografyasını resimleriyle belgelemeye ve onlara sahip çıkmaya çalışmıştır. Kendinden emin, okuyan, tartışan, içinde bulunduğu çevrenin yaratıcısı figür tiplemeleriyle Türk insanını yüceltmiştir. Bu, onu Avrupalı oryantalistlerden ayıran en önemli noktadır. Kur’an Okuyan Kız 1880 Bu yapıtta mimarinin ön planda tutulduğu, kadının konu edildiği bir betimleme ile karşı karşıyayız. Osman Hamdi Bey’in erken tarihli çalışmalarından olan Kur’an Okuyan Kız adlı tablosunda ön düzlemde üzerinde Kur’an bulunan bir rahlenin önünde, şık giysiler içinde okumakta olan bir kadın figürü tasvir edilmiştir. Arka düzlemde ise çini kaplı duvar ve demir şebekeli, arkasından doğa kesiti görünen pencere yer almaktadır. Figürün giysisi, rahlenin örtüsü, rahle, buhurdanlık ve geometrik desenli demir şebeke Türk-İslam mimarisinin ve Osmanlı yaşam biçiminin belgeleridir. Haremde 1880 Bu tabloda mekanın ayrıntıları ve giysilerin sergilenmesiyle konu önemli görülmektedir. Çini kaplı bir duvar önünde biri tabure üstüne oturmuş seyirciye bakan, diğeri ayakta, ikisi ise yerde oturmakta olan giyimli dört kadın figürü betimlenmiştir. Duvarın sol tarafında asılı olan, 19. yüzyıl tasvir sanatı özellikleri taşıyan bir duvar halısı, yerde seramik ibrik ve leğen ile pirinç bir su tası ve tablonun sağ tarafında, duvarda asılı peştamaller dikkati çeken unsurlardır. Mekan ön plandadır ve figürlere baskındır. Bütün bu unsurlar Türk sanatının ve günlük yaşamının belgelenmesine yöneliktir. Bununla birlikte, Osman Hamdi Bey, daima tek eşli bir yaşam sürmüş bir kişi olarak bu yapıtında Osmanlı kültüründeki harem geleneğini eleştiriyor olabilir. Ab-ı Hayat Çeşmesi 1904 Bu tabloda kompozisyonun merkezinde, ayakta kitap okuyan erkek figürü bir Osmanlı yapısının iç mekânında tasvir edilmiştir. Resimde sol üst köşede yarısı görünen hat levha, yerdeki halı ve maşrapa, figürün dayandığı ayaklı bir sehpa üzerindeki sedef kakmalı dolap, figürün giysileri ve mimarinin ayrıntıları belgeci bir yaklaşımla, gerçekçi bir üslupla resmedilmiştir. Tablodaki figür Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Sanatçı resimlerindeki birçok erkek figüründe kendisini model olarak kullanmıştır. Osman Hamdi Bey’in bu fotoğrafları çektirirken giydiği ya da modellerine giydirdiği giysiler kendi yaşadığı dönemden önce giyilen Türk giysileriydi ve Arap giysilerinden kimi aksesuarlar taşıyordu. Fotoğrafın yardımcı malzeme olarak kullanılması eserlerde gerçeği yakalamada yardımcı oluyordu. Bu keskin gerçekçilik Osman Hamdi Bey’in Türk kültürünü belgeleme ve ona sahip çıkma isteğini ortaya koyuyordu. Cami Kapısı Önünde Konuşan Hocalar Cami Kapısı Önünde Konuşan Hocalar eseri tarihsizdir. Osman Hamdi Bey bitmediğini düşündüğü yapıtları imzalamazdı. Bir yapının dış cephesi önünde tartışmakta olan üç erkek figürü resmin konusunu oluşturmaktadır. Burada görülen yapı, Karaman Hatuniye Medresesi’nin kışlık dershanesidir. Resimde görülen kapı kanadı ve tepede asılı kandil ise başka yerlerden gelen ve bugün Türk İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan eserlerdir. Ön düzlemde, sağda sol elinde kitap, sağ elini karşısındaki figürlere doğru yukarıya kaldırmış sarıklı bir figür, onun karşısında biri profilden verilmiş oturan, diğeri yüzü seyirciye dönük iki figür yer almaktadır. Osman Hamdi Bey’in figürleri teatral pozlarda resmedilmiş, dimdik duran, kendinden emin insanları betimleyen figürlerdir. Osmanlı insanının aydın, kendinden emin, onurlu imgesini belleklere yerleştirmek amacıyla figürleri bu şekilde resmettiği söylenir. Şehzade Türbesinde Derviş 1908 Resimde türbenin iç mekanı belli bir açıdan görülmektedir. Ön düzlemde iki sanduka ve onların gerisinde türbe kapısının önünde sağ eli göğsünde, sol eli yukarıya doğru kalkmış geleneksel giysiler içinde bir erkek figürü betimlenmiştir. Yapıt, Türk sanatından bir kesit sunan mekanı, zengin giysili anıtsal figürü ile Osman Hamdi Bey’in oryantalist çalışmalarından biridir. Kahve Ocağı 1879 Resimde, camın önünde sedirde oturmuş çubuk içmekte olan bir erkek figürü ve erkek figürünün önünde, ona kahve servisi yapan bir kadın figürü, geleneksel Türk evinin çini ocaklı odasında tasvir edilmiştir. Sedirin yan kısmı, halılar, çiniler ve mekanın ayrıntıları tüm gerçekliğiyle, natüralist üslupta boyanmıştır. Mekanı, figürleri ve konusuyla tam anlamıyla oryantalist bir çalışmadır. İstanbul Hanımefendisi 1881 Osman Hamdi Bey’in figürlü kompozisyonlarındaki çevre seçiminin ve figür üslubunun ortak bir kimlik taşıması söz konusudur. Sanatçı bu oryantalist eserlerinde anıtsal figürleriyle Osmanlı kültürünü temsil eden objeleriyle ve mekanlarıyla Türk kültürünü belgeleme ve ona sahip çıkma isteğindedir. Tablolarda, tüm resimsel unsurlarla yaratılan zenginlik, zarafet ve ihtişam göze çarpar. Cami Önü 1882 Osman Hamdi Bey’in Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane’yi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni kurduğu yıl olan 1882’de tamamladığı eser. Cami Önü adlı eserinde Osmanlı mimarisinin ince işçiliği ve süslemelerdeki detaycılığını tuvale yerleştirdiği 16 insan figürü ile zenginleştiren Osman Hamdi Bey, eski Osmanlı günlük yaşamının ruhunu etkileyici bir kompozisyonla anlatmış. Bursa Yeşil Cami’nin Taç kapısını ve önünü tasvir etmiştir. Benzer eserlerinde olduğu gibi bu tuvalde de Osman Hamdi Bey caminin önüne gerçekte bulunmayan basamakları ustalıkla koyarak figürlerine hareketli bir sahne oluşturmuştur. Mihrap 1901 Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Profesörü Edhem Eldem şöyle diyor “Osman Hamdi Bey’in 1901 tarihli bu tablosunda, belirgin bir şekilde kadın ile İslam veya genel anlamda din arasında bir çatışmaya atıfta bulunduğunu ve bu çatışmada kadından veya kadının özgürleşmesinden yana bir tavır sergilediğini belirtir. Ancak yine de Mihrap’ta özgürleşmeye bir mani olarak algılanarak simgesel olarak da olsa yere atılan ve ayaklar altına alınan dini içerikli kitapların bir hocanın elinde ya da bir rahle üzerinde yer alması gerektiği konusuna dikkati çeker. Kompozisyonun sol yanında yer alan tek şamdan ve devasa mum ise, Freudian cinsel yorumları akla getirmekte, önde yer alan buhurdandan yayılan dumanlar ise, uhrevi dünyanın karşı kutbunu oluşturmaktadır. Kompozisyon hangi açıdan okunursa okunsun, Mihrap onun halen en çok tartışılan ve en çok yoruma açık olan resimlerinden biridir.” Resimdeki kadının ressamın eşi Naile Hanım’ın gençlik hali olduğu iddia edilir. Kimine göre ise ressam, evde çalışan bir Ermeni kızı model edinmiştir. Cami Önünde Arzuhalci Osman Hamdi Bey uzun yıllar ressam olarak önemi anlaşılmamış bir sanatçı. Ressam yönünü öne çıkaran ilk eser, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi 1971. Mustafa Cezar’ın kaleme aldığı kitaptan sonra daha çok ressam kimliğiyle ele alınıyor. İşte bu kitapla beraber Osman Hamdi Bey’in resimleri üzerine yazılan yayınlar artıyor. Kitlelerce tanınması ise ressam yönünün öne çıkmasıyla birlikte gerçekleşiyor. Vazo Yerleştiren Kız 1883 1959 yılı. Şişli’de bir köşkte, resme meraklı, Saim Birkök adında bir armatör yaşıyordu. Hiç evlenmemişti. Askerlik arkadaşının kendi adını verdiği oğlunu evlat edindi. İsviçre’de okuttu. Bütün servetini ve sahip olduğu tersaneyi ona bırakmayı düşünüyordu. Ancak Balat’taki tersanede çıkan bir tartışmada manevi oğlunu öldürdü. Sultanahmet Cezaevi’nde yatmaktaydı. Özel izinle köşküne girilince işte o Osman Hamdi Bey’in herkesin bildiği muhteşem resmi gün yüzüne çıktı Kaplumbağa Terbiyecisi. Kaplumbağa Terbiyecisi 1906 Gezintide Kadınlar 1887 Osman Hamdi Bey’in Gezintide Kadınlar adlı tablosu, Avrupa’da oldukça fazla görülen örneklerinin neredeyse bir tekrarı. Kadınlar adeta ressama poz verir gibi ve çok daha neşelidir. Gezintide Kadınlar’da yer alan kadınların kostümü, baş kısımları hariç, neredeyse Paris’te ve Londra’da da aynıdır. Paris’i çok iyi bildiği için Osman Hamdi’nin kadınlara bu kıyafetleri uygun görmesi şaşırtıcı değil. Belli bir renk uyumu yansıtacak şekilde dizilen kadınların kostümlerin hemen hemen aynı. Kırmızı, yeşil, açık sarı, mor ve siyah şemsiyeler on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısının en gözde aksesuarlarıdır. Kadınlardan en sağdaki iki kadınla, solda bulunan beşli kadınlardan siyah ve mavi kostümlü kadının duruşu biraz karikatürü andırır. Huzur 1904 Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisi ve aynı zamanda Osman Hamdi’nin akrabası olan Prof. Dr. Edhem Eldem şöyle diyor “Osman Hamdi Bey sadece ressam olarak değil, başta Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurulmasıyla sanatın muhtelif dallarının kurumsallaşması konusundaki çalışmalarıyla Osmanlı modernleşme ve Batılılaşma sürecinin merkezinde yer almış bir şahsiyettir. Tabloları ise Batı’ya dönük konumunu çok net bir şekilde ortaya koymakta. Oryantalist tarzda yapılmış olan ve esasen ülke dışındaki bir seyirci kitlesini hedefleyen bu eserler, ressamın ne derecede Batı merkezli bir modernlik ve estetik anlayışa sahip olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Dolayısıyla bu tabloların bugün gördüğü büyük ilgi, ilginç birer sanat eseri olmanın ötesinde belirli bir tarihi sürecin parçası olması açısından da değerlendirilmelidir.” Leylak Toplayan Kız 1881 Kaynak Sanat Tarihçisi, Osman Hamdi Bey’in Gözüyle Doğu
Osman Hamdi Bey'in 1901 yılında yaptığı ve şu anda akıbeti bilinmeyen Mihrap adlı tablosu, ezber bozan bir eser. osman hamdi bey tarafından yapılmış cesur bir tablo mihrap. tablonun asıl adı tekvin, yani yaratılış. tablodaki kadının kim olduğu bilinmiyor. kızı olabileceğine dair şüpheler olsa da kızının hamilelik tarihleri ve tablonun yapıldığı tarih aralığı birbiriyle eşleşmiyor. kimilerine göre eşinin gençlik hali, kimilerine göre evdeki hizmetçi kız resmedilen. ayrıca tabloyu osman hamdi bey'in daha önce kendisinden resim dersi almış olduğu fransız ressam jean-léon gérôme'un tanagra isimli heykelinden esinlenerek yaptığı düşünülüyor. tabloda; yerdeki kitapların arasında kur'an-ı kerim, zend avesta zerdüştlerin kutsal kitabı ve sakiya muni budistlerin kutsal kitabı bulunduğunu söyleyenlerden biri de, aynı zamanda osman hamdi bey'in kardeşinin torunu olan prof. dr. edhem eldem'dir"tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. o da bir budizm kitabı. dolayısıyla belli ki osman hamdi bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş."kaynak edhem eldem röportajı bugün yapılsa muhtemelen yapan sanatçının "mukaddesata hakaret ve kitleleri tahrik" etmekten dolayı kuvvetle muhtemel tutuklanması ile sonuçlanabilecek, dönemin koşullarına göre olağanüstü anlamlar taşıyan muazzam bir tasvirdir mihrap. osman hamdi gerçekten büyük adam, avrupa görmesi ve çok iyi gözlem yapıp türk toplumunun yozlaştığını idrak edip bunu her çalışmasında yansıtabilmesi inanılmaz gerçekten. resmen "2. mehmet akif" kendisi, onun gibi reformist kişiliğe sahip. bu eser bakıp da görebilene çok şey anlatıyor kanımca. kadının, doğu inançlarının ve ritüellerinin üzerinde azimli bir oturuşla sergilenerek yüzünü batı'ya döndüğü takdirde kurtuluşa erebileceği görüşü betimlenmiş. esas dikkat edilmesi gereken ve pek de dillendirilmeyen bir husus da kadının ayakları altında bulunan sayfalar, kitaplar ile birlikte yanında sönen koskocaman mumun ki bu mum yüksek ihtimal büyük osmanlı'nın artık ışık saçamayan ve etrafını aydınlatamayan köhne bir imparatorluk olduğunu simgeliyor son derece karanlıkta kalmasının yanında kadın aydınlık ve umutla geleceğe bakıyor gibi resmedilmiş. üstelik kadının üzerindeki sapsarı ve görkemli elbise ile de "karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" mesajı verilmiş gibi. muazzam gerçekten. oldukça radikal bir çizim olduğu muhakkak. yazının en başında dedim ya, böyle bir şeyi bugün yapamazsınız. toplumun geldiği hale bakarsak 20. yüzyılın türkiyesi'ne kıyasla ne kadar nefret sahibi ve tahammülsüz insanlar olduğumuz ortaya daha net çıkıyor. osman hamdi bu günleri görse acaba nasıl bir tablo ortaya koyardı? Türk Sanatının Klasiklerinden Kaplumbağa Terbiyecisi Tam Olarak Ne Anlatmak İstiyor?
Bugün yapılan KPSS'nin Lisans Genel Kültür ve Yetenek oturumunda sorulan sorular arasında Osman Hamdi Bey'in rekor fiyata satılan 'Kuran Okuyan Kız' tablosu vardı. Sınavın ardından sosyal medyada en çok merak edilen konulardan biri de Osman Hamdi Bey ve sorulan 'Kur'an Okuyan Kız tablosu' oldu. Kur'an Okuyan Kız tablosuna ilişkin detaylar haberimizde..."Kur'an Okuyan Kız" TablosuTürk resim sanatının öncülerinden Osman Hamdi Bey'in 1880 yılında yaptığı Kur'an Okuyan Kız tablosunun 2019'da Londra'da milyon sterline satılmasından sonra İstanbul Hanımefendisi isimli eseri Viyana'da 1,5 milyon euro'ya, Yeşil Cami'de Kuran Dersi tablosu ise aynı gün Londra'da 4 milyon 640 bin sterline alıcı buldu. Peki milyonluk tabloların sahibi Osman Hamdi Bey'in renkli ve farklı bir hayat yaşadığını, sadece ressam değil aynı zamanda ilk Türk arkeoloğu kabul edildiğini aynı zamanda maliyeci, ziraatçı ve diplomat olduğunu biliyor muydunuz?TÜRKİYE'NİN EN PAHALI TABLOSU OLDUOsman Hamdi Bey'in 1880 yılında yaptığı Kur'an Okuyan Kız tablosu eylül ayının son haftasında Londra'da Bonhams Müzayede Evi'nde milyon sterline alıcı buldu. Türkiye'nin en pahalı tablosu unvanını alan eserin alıcısının Malezya İslam Sanatları Müzesi olduğu ve eserin ilk kez British Museum'da sergileneceği sonrası sosyal medyada Osman Hamdi Bey ile yapılan bazı paylaşımlar şöyle📋 KISA BİLGİ Osman Hamdi Bey’in 1880 yılında tamamladığı “Kuran Okuyan Kız” isimli tablosu, 26 Ekim 2019 tarihinde 6 milyon 315 bin 62 sterline satılarak, bir rekora imza şimdiye kadar dünya genelinde bir Türk sanatçıya ait satılmış en pahalı eserdir. Tarih Kürsüsü tarihkursusu September 6, 2020kpss2020 Osman Hamdi bey biz seni ne güzel kaplumbağa terbiyecisiyle tanıyorduk niye başka eser çıkartıyorsun Eren saydut erensydt September 6, 2020Osman Hamdi Bey'e ait 1880 yapımı olan ve Londra’daki Bonhams Müzayede Evi’nde düzenlenen açık artırmada rekor miktara satılan eseri hangisidir?— Tasvir Sanatları tasvirsanatlari September 6, 2020Soruda Osman Hamdi Bey’i görünce “kaplumbağa terbiyecisi” cevabını yapıştırdım ama çok güzel yanılmışım— Buğse Turna bugseturna September 6, 2020osman hamdi bey'in, kur'an okuyan kız tablosu. kpss2020 şeyma seyma_unalll September 6, 2020 GÜNDEM 2020 KPSS sınav sonuçları ne zaman açıklanacak? GÜNDEM 2020 KPSS soruları ve cevapları ne zaman açıklanacak? GÜNDEM KPSS maratonu başladı
osman hamdi bey in tablosu